Haber Veri

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Çevre
  4. »
  5. 7 Bin Kilometrelik Destansı Yolculuk: Meksika Körfezi’nden Aydın’a Ulaşan Yılan Balıkları Bilim Dünyasını Heyecanlandırıyor

7 Bin Kilometrelik Destansı Yolculuk: Meksika Körfezi’nden Aydın’a Ulaşan Yılan Balıkları Bilim Dünyasını Heyecanlandırıyor

Haber Veri Haber Veri -
12 0

Meksika Körfezi’nden Aydın’a Olağanüstü Bir Göç: Yılan Balıkları Tezgahlarda, Bilim Dünyasında Yeni Umutlar

Aydın ve Muğla’nın eşsiz coğrafyasında yer alan Bafa Gölü, bu yıl oldukça özel misafirlerini ağırlıyor. Meksika Körfezi’nden başlayıp tam 7 bin kilometrelik zorlu bir okyanus yolculuğunu 3 yıl gibi uzun bir sürede tamamlayan yılan balığı türleri, artık Ege’nin sularında ve yerel pazarlarda kendine yer buldu. Kilogramı 700 TL’ye kadar alıcı bulan bu nadide lezzet, sadece damakları şenlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle de dikkat çekiyor.

Bilim Dünyasının Yeni Gözdesi: Yılan Balığının Sırları Aydın’da Çözülüyor

Bafa Gölü’ne ulaşan yılan balığı, sadece lezzeti ve besin değeriyle değil, aynı zamanda bilimsel araştırmalar için sunduğu potansiyelle de büyük ilgi görüyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren Karya Farma HBX, bu olağanüstü canlıların genetik ve biyolojik özelliklerini mercek altına alıyor. Firma, yılan balıklarının dayanıklılık mekanizmalarını inceleyerek yeni nesil akıllı biyolojik savunma sistemleri geliştirmeyi hedefliyor.

Karya Farma HBX Ar-Ge ekibinden Kimyager Aslı Aktaş, yılan balığının doğadaki en güçlü biyolojik savunma modellerinden birini temsil ettiğini vurguladı. Aktaş, “Meksika Körfezi’nden başlayarak yaklaşık 7 bin kilometrelik bir yolculukla Ege’ye ve Bafa Gölü havzasına ulaşan yılan balığı, doğadaki en güçlü biyolojik savunma modellerinden birini temsil etmektedir. ADÜ Teknokent bünyesinde uzun yıllar süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkan 18 spesifik patent çalışmamızda, bu tür doğal dayanıklılık mekanizmaları önemli bir yer tutmaktadır. Yılan balığının hücresel dayanıklılığı ile Ege’nin endemik bitkilerinin moleküler özelliklerinin bir araya gelmesi, yeni nesil akıllı biyolojik savunma sistemleri açısından bilimsel olarak son derece heyecan verici” açıklamasında bulundu.

Yılan Balığının Olağanüstü Yaşam Döngüsü ve Sağlığa Katkıları

Yılan balıklarının bu uzun ve meşakkatli yolculuğu, bilim insanları için büyük bir merak uyandırıyor. Üremek amacıyla yaklaşık 7 bin kilometre kat ederek Meksika Körfezi’ndeki Sargasso Denizi’ne giden ve burada yumurtladıktan sonra yaşamını yitiren ergin yılan balıklarının yavruları, Akdeniz sularını takip ederek Büyük Menderes Nehri aracılığıyla Bafa Gölü’ne ulaşıyor. Bu inanılmaz yaşam döngüsü, balıkların çevresel stres faktörlerine karşı gösterdiği olağanüstü adaptasyon gücünü gözler önüne seriyor.

Karya Farma HBX Ar-Ge Kurucusu Hakan Başlık, yılan balığının bu dayanıklılığının bilimsel araştırmalar için önemli bir kaynak olduğunu belirtti. Başlık, “Yılan balıklarının bu ilginç hayat hikayesi kadar olağanüstü dayanıklılığı, hücresel savunma mekanizmaları ve çevresel adaptasyon gücüyle de ilginç ve muhteşemdir. Yaşam döngüsü Meksika Körfezi’nde başlayan yılan balıkları, Atlas Okyanusu’nu aşarak Avrupa iç sularına ve Ege havzasına ulaşıyor. Yaklaşık 7 bin kilometreyi bulan bu uzun göç süreci boyunca karşılaşılan sıcaklık değişimleri, tuzluluk oranları, patojenler ve yoğun çevresel stres faktörlerine rağmen hayatta kalabilmeleri, uzmanlara göre yılan balığını doğadaki en güçlü biyolojik savunma örneklerinden biri haline getiriyor.” dedi.

Besin Değeri Yüksek, Sağlığa Faydalı: Yılan Balığının Bilinmeyen Gücü

Yılan balığı, sadece bilimsel araştırmalar için değil, aynı zamanda insan sağlığı için de önemli bir kaynaktır. Yapılan besin analizleri, bu balığın A, D ve B12 vitaminleri, omega-3 yağ asitleri, yüksek kaliteli protein ve fosfor, potasyum, demir, çinko gibi mineraller açısından zengin olduğunu ortaya koyuyor. Bu zengin içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirdiği, hücresel enerji üretimini desteklediği, inflamasyonla mücadele ettiği ve doku yenilenmesine katkı sağladığı biliniyor.

Hakan Başlık, yılan balığının bu biyokimyasal özelliklerinin kanser araştırmaları başta olmak üzere enfeksiyon hastalıkları, otoimmün ve nörodejeneratif hastalıklar gibi alanlarda koruyucu ve destekleyici bir rol oynayabileceğine dikkat çekiyor. Başlık, “Yılan balığı, A, D ve B12 vitaminleri, omega-3 yağ asitleri, yüksek kaliteli protein ile fosfor, potasyum, demir ve çinko gibi mineraller açısından zengin içeriğe sahip. Bu nedenle bağışıklık sistemi, hücresel enerji üretimi, inflamasyon dengesi ve doku yenilenmesi süreçlerinde önemli rol oynadığı bilimsel yayınlarda yer alıyor. Uzmanlar, bu biyokimyasal mekanizmaların kanser araştırmaları başta olmak üzere enfeksiyon hastalıkları, otoimmün ve nörodejeneratif hastalıklar kapsamında koruyucu ve destekleyici düzeyde önemli bir inceleme alanı oluşturduğuna dikkat çekiyor.” ifadelerini kullandı.

Havaların soğumasıyla birlikte balıkçı tezgahlarını süslemeye başlayan yılan balıkları, hem Ege’nin eşsiz lezzetini sofralara taşıyor hem de bilim dünyasına ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Haberveri.com.tr olarak, bu olağanüstü canlıların keşfedilmeyi bekleyen sırlarını ve sunduğu potansiyeli yakından takip etmeye devam edeceğiz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir